Silike'ye 35 km mesafede olan Aphrodisias; antik Zephyrion, bugünkü Yeşilovacık Beldesine 9 km. mesafede olup, halk arasında Köserelik/ Gökada/ Tisan adı ile bilinmektedir. Aphrodisias antik şehri kuzeyindeki büyük alanla birlikte 1976 yılında Ankara sanayicileri ve iş adamlarının kurduğu yazlık kooperatifine satılan bölge 1984 yılında başlayan yazlık konut inşaatından beri de Tisan Tatil Köyü olarak isim yapmaya başlamıştır. Doğusunda Akliman, Kuzey-Batısında Ovacık limanı bulunur. Şehir; denize nazır geniş bir yarımada üzerinde kurulmuş olup, iki nefis koya sahiptir.
Koyların birbirine mesafesi 400 m. civarındadır. Çift limana haizdir. Batı Koyu gğneyinde bunan ikinci koya, halk tarafından Korsan Koyu da denir. Açık denizden bakıldığında ne liman, ne de şehir görülemez. Zira önünde, 3 km. büyüklüğünde geniş bir yarımada bulunmaktadır. 300 m. sağında küçük bir ada ( Yılanlı Ada ),ile Yılanlı Ada doğusunda ise, Dana Adası açık denizden koyların görüşünü engeller. Geçtiğimiz yüzyılda Rudolf Heberdey tarafından 1891 yılında ilim alemine tanıtılan antik şehirde, 1967-70 yıllarında Alman bilgin Ludwig Budde araştırma yapmış ve 1987 yılında " St.Pantaleon von Aphrodisias in Kılikien " isimli kitabını yayınlamıştır. M.S. 101-102 yıllarında yazılan Ps.Skylax adlı antik gemicilik kaynağında Cap Aphrodisias olarak adı geçen şehir, Orta Cağ'da da yerleşim yeri olarak kullanılmış ve Porto Cavaliere adı ile anılmıştır. Batı Koyu'nda halen Şövalye Evi olarak kabul edilen 55 cm. kalınlığındaki duvarlar, bunun delilleridir. Eski Çağlarda Doğu Koyu'na Limni Aphrodisias; Batı Koyu'na ise Limni Etheros adı verilmiş olup, iki koyu bir kanalla birbirine bağlanarak, gemilerin bir koydan diğerine geçmesi sağlanmıştır. Antik tarihi coğrafya kitaplarında bu limanların adı sık olarak geçer. Aphrodisias şehri M.Ö.315 yılında Mısır egemenliğine geçmiş ve Mısırlı Amiral Polykletios gemilerini bu limanda demirlemiştir. Gökada'nın 1975 yıllarındaki eski mal sahibi Ahmet Selçuk'un bulduğu ve Silifke Müzesi'ne verilen, üzerinde, I.Ptolemaios'un eşi I.Berenike'ye ait rölyef bulunan, 3.2 cm büyüklüğündeki bronz yüzük ; yarımadadaki Mısır kültürünün bir işaretidir. Doğu ve Batı koylarının güneyinde yer alan 3 km.lik yarımada, Aphrodisias halkının yaşadığı, ambarlarının bulunduğu yer olup, ilk çağ korsanlarından korunmak için yüksekte ve denizden -karadan ilk anda görülemeyecek çanak şeklindeki bir plato üzerindedir. Şehir suru 130-180 m. yüksekliğindeki bu çanak platoda bulunur. Şehir surları, platonun kuzey ve güneyinde , limana parelelimsi olarak yer alırlar. Güney suru 1.850 m. uzunluğunda olup çeşitli aralıklarla 10 mazgal/kule bulunur. Kuzey sur ise, takribi 2.000 m. uzunluğunda olup, eşit aralıklarla 10 mazgal vardır. Kiklopik taşlardan iyi bir işcilikle yapılan kale/surun bugünkü yükseklikleri 1.70-3.60 m. arasında değişmektedir. Surun duvar kalınlığı ise 2.70-3.20 m. arasındadır. Sur çevresinde bugün motorlu arazi vasıtaların da gidebileceği patika yol vardır. Kış sezonunda burada Yörükler keçi otlatılmaktadır. Arazi halen doğal çam ormanlarıyla kaplıdır. Aphrodisias Doğu Koyu'nun Güney-Doğusunda, denizden 7-8 m. yükseklikte, kıyıya 3-4 m. masafede, M.Ö.VI. asırda yapılıp, M.S.IV. asırda kiliseye çevrilen mabet bulunmaktadır. 13.52 x 26.57 m. ebadındaki kiliseden günümüze, haç rölyefli bazı mermer sütünlar, korinth sütün başlıkları, iki sarkofaj ile kitâbeli dört adet muhteşem mozaik taban günümüze sağlam olarak ulaşmıştır. Mozaikleri üç ayrı kişi yaptırmış olup, kilise Hristiyan Azizlerinden ve hastalıklara derman olan St.Pantaleon'a ithaf edilmiştir. Mabede girişte 16x6.5 m.lik dikdörtgen alan önce 1 m. eninde selçuk düğümüne benzer, bir geçme renkli taşlardan meydana gelmiş mozaik ile çevrilmiştir. Daha sonra bu alanın içinde 4x9 m.lik tabii renklere uygun olarak çeşitli hareketlerde 9 tip kuş figürü (keklik, yaban ördeği, v.s.), ekmek sepeti ve kupa resimlerinden meydana gelen mozaik yapılmıştır. Bunların önündeki 4x2 m.lik alan köşe kartuşları ile baklava dilimi motifine bölünmüş, ortasına ise, daire içine kitâbe yerleştirilmiştir. Kitâbe metni şöyledir:"Armatör Paulos, iyileşmesi için söz verdiği adağını yerine getirdi,ibaresi " bulunmaktadır. Dolayısıyla bu mozaiği Armatör Paulos'un yaptırdığını anlıyoruz. İkinci mozaikli kitâbe, cella kısmının önündedir. 6.5x3.2m.lik alanı kaplar. Kitâbede : " Yine Olympios'un oğlu Paulos (hastalıktan) kendi kurtuluşu ve oğlunun kurtuluşu için bu mabede, bu mozaiği yaptırdı" ; ifadesi yer almaktadır. Cellanın sağındaki nefde 3. mozaikli kitabe yer alır. Mozaikler siyah-beyaz taşlardan yapılmış olup, 2.5x3 m.lik alanı kaplar. Dikdörtgen kitabe ortadadır. Metni şöyledir : Din görevlisi Yahya Theodoros'un oğlu Başdiyakon ( Din görevlisinin ünvanı) Theodoros'un oğlu Yuhanna, eskiden verdiği söz üzerine bu mozaiği yaptırdı. Bu kitabeden de anlaşıldığı gibi, kilisenin bütün mozaikleri, bir kişi tarafından yaptırılmamıştır. Mozaiklerin tamamı adaktır. Gerçeğe uygunluk yönünden ve renk yönünden harikadır. Görülmeye değer güzelliktedir. Dördüncü kitâbeli mozaik, güney nefde olup,16x3 m.lik alanı kaplar. Mozaik üç gruptan teşekkül eder. Kitâbe metni şöyledir : "Serges Paulos Olympios'un oğlu, hastalıktan kurtulduğu için, şükran ifadesi olarak Aziz Panteleon için bu sütunlu holü yaptırdı ". Aziz Panteleon ; Marmara bölgesinden bir aziz olup , doktorluğun hıristiyan alemince piri sayılır. Türklerde ise bilindiği gibi Lokman Hekim karşılığıdır. Fresklerde elinde neşteri ile tasvir edilir. İzmit'te öldürülmiş ve İzmit'e gömülmüştür . Mabed, M.S. V-VI. yüzyılda yangın geçirmiş olup, anlaşılamayan sebeplerden dolayı onarılamamıştır. Daha sonraki asırlarda güney nef, hamam veya sarnıca çevrilmiştir. Sıva izlerinden anlaşılmaktadır. Mabedin narteksindeki bir mezarda M.S. 510-545 tarihlerine ait sikke ile çevrede 610-641 tarihli sikke bulunmuştur. Sikkeler Silifke Müzesi'ndedir. Aphrodisias Mabedi'nin mozaikleri, tahrip olmamaları için bugün kumla örtülmüştür. Mabedin girişinde, solda bulunan sütün başlığı üzerinde kabartma Malta haç işareti bulunmakta olup, kilisenin apsis kısmı daha fazla korunmuş durumdadır. Bir ören bekçisi devamlı olarak tapınağı beklemektedir. Mabedin batısında, iki koy arasında, eski kanalın kuzey ve güney tarafında; ev, silo, ticarethane (?) temel izleri Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü elemanlarınca yapılan kazılar neticesinde ortaya çıkarılmış, temellerin bulunduğu alan, kazıdan sonra korunmak amacıyla, toprakla kapatılarak, üzerine Tisan Tatil Köyü yetkilileri tarafından footbol ve basketbol sahaları yaptırılmıştır. Ayrıca 2013 yılında Silifke Müze yetkililerince 1 m. lik sondajlar açılmış ve bu 80 dönümlük sahanın bir kısmına zeytin ağacı dikilerek yeşil alan olarak kullanılmaya başlanmıştır.. Tatil Köyü inşasında tesadüfen bulunan bazı heykeltraşlık malzemeleri de Silifke Müzesi'ne 1984 yılında teslim edilmiştir.